Hicabi Öksüz, Allah Rızası Hizmet İçin Belediye Başkan Adayı Oldum

NESLİHAN ÖZBOZKURT

HABERSPOTU.COM- Tarsus’un tanınmış Avukatlarından Hicabi Öksüz, AK Parti’den A. Adayı olduğunu düzenlediği Basın toplantısında eşi, çocukları ve kalabalık bir partili grubun katılımıyla gerekçeleriyle açıkladı ve “Tarsus’u adam akıllı yönetmeye hazırım. Rahmetli Demirel’in deyimiyle ‘Kendim için bir şey istiyorsam namerdim. Allah rızası için çalmadan, çaldırmadan Tarsus halkına hizmet edeceğim” dedi.

AK Parti ilçe Başkanı İbrahim Gül, bazı ilçe yöneticileri, Kadınlar Kolu Başkanı ve eşi Maksude, çocukları Alper ve Tuyan Sinem ile kalabalık bir topluluk huzurunda aday adaylığına ilişkin uzun bir konuşma yaparak, Tarsus’u yeniden hayata döndüreceğinin altını çizen Avukat Hicabi Öksüz, “29 yıldır süregelen meslek yaşamımda rahmetli anacığımın o berrak, bembeyaz ve abbacık sütüne halel getirmemek için; mutlak adalete olan inancım ve hukukun üstünlüğüne olan güvenim nedeniyle  mesleğimi; imanımla, namusumla, şerefimle, vicdanımla, büyük bir özveriyle, adalet timsali Hz.Ömer’in adalet anlayışını şiar edinerek ve ağır bir sorumluluk duygusu içerisinde, “Adalet;  dil-din-mezhep-ırk,cinsiyet-sınıf-makam-mevkii-güç ayrımı götürmez; adalet öfke de götürmez, acıma duygusu da götürmez, nefse asla boyun eğilmez” düsturu ile icra ettim, halen de bu hassasiyetle icra etmeye devam ediyorum. ÇÜNKÜ;  KUVVETSİZ ADALET ACİZ; ADALETSİZ KUVVET ZALİMDİR.” Diyerek şunları söyledi.

          “Meslek yaşamımde ve tüm hayatım boyunca herhangi bir makamdan herhangi bir şeyi talep etmem gerektiğinde  “En büyük itici gücüm, motivasyon kaynağım ve başarı sırrım olan ve beni ben yapan özelliğim “EMPATİ YAPARAK”;  

          Kendimi o makam sahibinin yerine koyup “Allah’ıma imanımla, Rahmetli anacığımdan emdiğim abacık süte halel getirmemek hassasiyeti içerisinde; Namusumla; Şerefimle; Kul ve Yetim hakkına mutlak riayet titizliğiyle; hukukun üstünlüğüne olan mutlak inancımın hassasiyeti içerisinde “BİZZAT ALTINA TEREDDÜT YAŞAMADAN İMZAMI KOYAMAYACAĞIM”  hiçbir şeyi hiç kimseden ve makam sahibinden istemedim. Çünkü bu süzgeçten geçmeyen hiçbir talebin meşru, yasal ve etik bir talep olmadığını biliyordum.

          Bu süzgeçten geçmeyen ve süzgece takılan Hiçbir şeyin de benden istenilmesine Asla ve Kesinlikle müsaade etmedim, bundan sonra da izin vermeyeceğim. Hakkı hak bilip batılı batıl bilerek, haramı haram, helali helal bilerek, kul hakkına ve özellikle de yetim hakkına kuyumcu terazisi hassasiyeti ile özen göstererek meslek yaşamımı ve hayatımı bu sorumluluk altında sürdürmeye azami çaba gösterdim.

 

         AZİZ HEMŞERİLERİM:

         İtiraf etmeliyim ki; mesleğimin 10. yılında, 2000 yılında Tarsus’tan İstanbul’a taşınmayı ve mesleğimi İstanbul’da sürdürmeyi düşündüm, bunu da kader ortağım ve can yoldaşım eşimle paylaştım.         

         Çünkü o gençlik hissiyatı ile İstanbul’da bir davadan kazanacağım avukatlık ücreti ile Tarsus’taki 1 yıllık, belki de hayatımın tüm kazancını elde edebileceğimi düşündüm.

         Üst üste 5 gün geceler boyunca ofisimde bu düşüncemi kendi iç dünyamda ve vicdanımda tartıştım,  karara dönüştürmek için aynanın karşısına geçip gecelerce kendimle savaştım.

         5.gün saat 05.00 sıralarında kendi kendimle saatlerce kora kor bir biçimde savaşıp son noktayı koydum ve dedim ki;

         “Oğlum 1988 yılında Fakülteden mezun olduğunda seni İstanbul’dan kovan mı olmuştu?  Tarsus’ta kırmızı halı ile karşılayan mı vardı? Madem İstanbul’a taşınacaktın da NEDEN o zaman Tarsus’a döndün NEDEN!...  İstanbul’da kalsaydın ya!.. Çünkü eğitimin bittiği için yurtta kalamayacaktın, kalacak yerin, başını sokacağın tüneğin yoktu,  eğitimin bittiği için T.E.V.’ndan aldığın burs da sona ermişti, aç kalacaktın, açıkta kalacaktın, onun için aç tavuk misali Tarsus’a döndün değil mi !  O zaman senin Tarsus’uma ve Tarsus’luma minnet borcun var, vefa borcun var, Tarsus’ta kalacaksın, otur oturduğun yerde” dedim ve Tarsus’ta yaşamaya ve mesleğimi bu aziz şehrimde sürdürmeye karar verdim.

          Rabbime çok şükür;  İyi ki böyle bir karar vermişim. Tarsus’umda aldığım her nefesten, içtiğim her yudum sudan ve yediğim her lokmadan aldığım hazzı; gezip gördüğüm 73 ilin ve 300 e yakın ilçenin hiçbirisinde bulamadım. Onun için benim gönlümde Tarsus’umun ve Tarsus’lumun ayrı bir yeri vardır. İyi ki Tarsus’luyum, iyi ki Tarsus’ta yaşıyorum.

          Önce Allah’ımın lütfu ile sonra da siz değerli Tarsus’lu hemşerilerimin maddi-manevi desteği ile 29 yıl öncesinde hayal bile edemeyeceğim bugünkü konumuma beni dualarınızla, sevginizle ve manevi desteğinizle siz getirdiniz. Çünkü 01.02.1990 günü, mesleğe başladığım ilk gün Tarsus şehir merkezinde, çarşısında bana iş verebilecek tanıdığım veya ailemin tanıdığı hiçbir iş adamı, tüccar, esnaf, bir market dahi yokken; bir kişi dahi olsun elimden tutanım dahi yokken; bugün Allah’ıma şükürler olsun ki başta Mülki Erkan, Adliyemizin değerli Hakim ve Savcıları, Bürokratlar, Daire Müdürleri olmak üzere tüm Resmi ve Özel Kurum ve Kuruluşların kapısı şahsıma randevu dahi almadan ardına kadar açılmaktadır. Hemşerilerimle aramda çelik halatla bağlı bir gönül ve sevgi bağı oluşmuştur. Bundan daha büyük zenginlik olabilir mi?

 

          KIYMETLİ DAVA ARKADAŞLARIM:

          NEDEN TARSUS’UMUZU YÖNETME GİBİ AĞIR BİR VEBALİN VE SORUMLULUĞUN ALTINA GİRMEYE;  KAYANIN ALTINA GÖVDEMİ KOYMAYA TALİP OLDUĞUMA GELİNCE;

          Özellikle son 10 yıldır yakın çevremden, iş çevremden ve sizlerden “Seni Milletvekili olarak görmek istiyoruz, Belediye Başkanı olarak görmek istiyoruz, ARTIK SENİ BU MİLLETE FARKLI KONUMDA HİZMET EDERKEN GÖRMEK İSTİYORUZ” şeklinde büyük bir baskıya, aday adayı olmadığım için bundan önceki tüm genel ve yerel seçimlerde halka ve millete hizmetten kaçma suçlamasına ve büyük bir siteme maruz kaldım.

          Biliyorum ki işimiz zor ama asla imkansız değil!...Önce Rabbime, sonra da sizlere ve kendime güveniyorum. Bu mücadele azmi ve kararlılığı sizlerde ve şahsımda olduğu sürece BAŞARACAĞIZ.

YÜREKTEN İNANMAK; O YOLA BAŞ KOYMAK; BAŞARMANIN ALTIN ANAHTARIDIR. 

          “Allah’ıma şükürler olsun, Allah’ım doğru yoldan ayırmasın, şeytan sözüne uydurmasın, rahmetli annemden emdiğim süte halel getirmesin” duasıyla ve niyazıyla Allah’ıma sığınarak;

          52 yıldır özel yaşamımda, 29 yıldır süren meslek hayatımda koruduğuma canı gönülden inandığım namusumu, şerefimi ve ismimi bundan sonra da koruyacağıma olan inancım tamdır. Çünkü 24 yaşına kadar yok, yoksul ve aç geçen günlerimde, İstanbul’da öğrenciyken aç kaldığım 36 saat içerisinde dahi hiçbir fırından bir ekmek çalmak; değil aklımdan, saçımın kılından dahi geçmedi, bundan sonra Allah’ım korusun böyle şeylere ihtiyacım da yok, haram para da gözüm de yok, şerefimi ve ismimi kirletmeye de tevessül ve tenezzül edecek halim yok…. Çünkü biliyorum ki dünya fani dünya, kefenin cebi yok, mutlaka ve mutlaka Allah’a hesap vereceğiz.

          Siz Aziz Tarsus’lulara olan vefa ve minnet borcumu kısmen de olsa ödeyebilmek için Mukaddes mesleğimde ifa ettiğim hakka, halkıma ve adaletin tecellisine olan hizmetimi; Belediye Başkanı olarak sizlere hizmetkar olmak için; imanımla, namusumla, şerefimle, dürüstlükle, erdemle ve faziletle yerine getirebilmek için sizlerin isteğiyle bu kutsal yola çıkmış bulunuyorum ve hepinizin dualarınızı ve manevi desteklerinizi bekliyorum. Artık hayat tecrübem ve mesleki birikimimle bu kutsal görevden kaçmam mümkün olamazdı.

         SİZLERE HİZMET YOLUNDA RABBİM YAR VE YARDIMCIMIZ OLSUN… 

         İŞTE BUNUN İÇİN ADAY ADAYIYIM SEVGİLİ  TARSUS’LULAR!...          

 

        DEĞERLİ HEMŞEHRİLERİM;

        2015 yılına kadar hiçbir siyasi partiye üyelik kaydım olmadığı halde beni tanıyan herkes geçmişimde beni MHP’li olarak bilir ve öyle tanırlar. Hiçbir zaman 24 yıldır yerel iktidarda bulunan MHP nin bal çanağına parmağımı bandırmadım; parmaklarım tertemiz; alnım abacık…. Yine 5 dönemdir yerel iktidarda olan MHP’nin kırmızı örtülü, çiçeklerle süslü masalarında bulunmadım ama her zaman, her daim rütbesiz asker Mehmedim gibi MHP’nin mutfağında gözlerimden yaş gele gele soğan doğradım soğan…. Nerede çile varsa orada oldum, ne zaman şahsıma ihtiyaç hissettiysem; özellikle seçim gecelerinde itirazlar olduğunda İl ve İlçe Seçim Kurullarında tek başıma canımı hiçe sayarak kora kor mücadelemi verdim. İnancım için, davam için, ülküm için yaptım bunları…. Asla çıkar, makam, mevki ve ikbal kaygısıyla değil!...

        2015 yılında 3 aylık süreçte gecelerin sessizliğinde günlerce yaptığım vicdan muhasebesi sonucunda ülkeme ve milletime 16 yıldır iktidar olarak hizmet veren, girdiği her seçimden ve referandumdan büyük bir zaferle ayrılıp milletimin gönlünde ve vicdanında taht kuran ADALET VE KALKINMA PARTİSİNE üye oldum.

        AK PARTİ’ye üye olduğumda kendini bilmez, aklınca Tarsus’un geleceğini dizayn etmeye kalkışan, Tarsus’un geleceğine yön ve ayar verme hadsizliğinde bulunma cüretini göstermeye çalışan ve siyaset mühendisi havarisi kesilen bir yerel gazetede “Şahsıma Makam teklif edildiği için AK PARTİ’ye geçtiğim” şeklinde karalama yazısı internette yayımlandı, hemen gerekli müdahaleyi en sert biçimde yaparak şahsımı karalamasına, siyasi rüşvet yemekle suçlamasına izin vermedim, bu kara propagandanın gazete sayfalarında yayımlanmasına ve dağıtılmasına Çin Seddi gibi duvar ördüm, engel oldum. Çünkü o günlerde ne bir seçim vardı, ne de seçim havası!.. Üye olduktan sonra en yakın seçim 24 Haziran 2018 genel seçimleriydi ve milletvekilliği aday adaylığı hiç aklımdan dahi geçmedi, zaten başvuruda da bulunmadım.

         Çünkü ben Tarsus ve Tarsus’lu Sevdalısıyım, Tarsus’tan ayrılmayacağım, sizlere vasiyetimdir ki Mezarım da Tarsus’ta olacak!...

 

        AZİZ TARSUS’LULAR:

        Geçmişimde daima mutfağında bulunduğum, egom ve kompleksim olmadığı içindir ki asla vitrininde  yer alma gereği duymadığım, perde arkasında en zor görevleri ifa ettiğim, zor anlarında özellikle seçim gecelerinde ailemi ve çocuklarımı ihmal ederek seçim sonuçlarına itirazlarda başta 1994 seçimleri olmak üzere canımı ortaya koyarak gerekli hukuki direnci gösterdiğim MHP camiasına ve her kademedeki Yönetimine asla kişisel bir kırgınlığım ve kızgınlığım olmamıştır.

        Bende ahde vefa vardır, kadir kıymet bilen insanım ama ASLA UYSAL KOYUN DEĞİLİM, BEDELİ NE OLURSA OLSUN UYSAL KOYUN OLMAM DA!  HAKSIZLIĞIN KARŞISINDA SUSTURULACAK DİL BENDE YOK, BENDE ADALETSİZLİĞE İSYAN EDEN YÜREK VAR YÜREK….

        2015 yılı Ağustos-Eylül aylarında; MHP üst yönetiminin siyasi stratejik ve Devletimin bekasını doğrudan ilgilendiren tarihi hatalarını içime sindirememem ve kabullenememem; Hükümetime vermesi gereken bugünkü siyasal ve psikolojik desteği  doğru zamanda o zamanlarda Milletime çok görüp vermemesi; alması gereken bugünkü doğru kararı doğru zamanda o zamanlarda alamaması; atması gereken bugünkü doğru adımı doğru zamanda o zamanlarda atamaması; bir süre öncesine kadar farkında dahi olmadan söylemleri ve yolları farklı da olsa; dolaylı da olsa; Ülkemin bağrına hançer sokmaya ve Hükümetimizi arkadan hançerlemeye kalkışanlarla aynı amaca hizmet ediyor görüntü sergilemesi nedeniyle parti politikalarına isyan ettiğim için 2015 yılında MHP ile gönül bağımı tamamen kopardım. Bunun nedenlerini ve gerekçelerini 2015 yılında Partimize kayıt töreninde yaptığım konuşmanın yer aldığı ve Tarsus Ekspres gazetesinde yayımlanan basın açıklamasında belirtmiştim. Çok şükür ki MHP lideri Sayın Devlet Bahçeli benim 2015 yılında haykırdığım feryadı geç de olsa duydu, doğru yolu buldu ve Devletimin bekası uğruna Sayın Cumhurbaşkanımız ile aynı yolda, kol kola yürümeye ve kader ortaklığı yapmaya başladı.

          Peşinen söylüyorum ve öngörüyorum ki eğer partim beni Belediye Başkan adaylığına layık görürse siyasi rakip durumundaki karşı cephelerden “MHP’de aradığını bulamadı, şu kişiye küstü, bu kişiye kızdı, gidip AK PARTİ’ye üye oldu, makam için gitti” gibi karalama kampanyaları ile karşı karşıya kalacağım. Oysa dedim ya benim MHP’ye hiçbir zaman resmi üyelik kaydım dahi yoktu, kayıtlı üyesi dahi olmadığım bir partide ne arayacaktım da bulamayacaktım?  Çünkü biliyorum ki partimiz AK PARTİ beni Belediye Başkan adaylığına layık görürse bunun kamuoyuna açıklandığı anda Tarsus’ta rakip siyasi çevreler, haksız çıkar ve rant odakları, haramiler bundan rahatsız olacak, siyasi dengeler ve hesaplar alt üst olacaktır. Buna adım soyadım gibi eminim. 

         Şahsıma olabilecek her türlü iğrenç karalama kampanyalarına hazırlıklı olmakla birlikte olası adaylık durumumda seçim sürecinde “Şahsıma ve aileme asılsız, gerçek dışı isnatlarda bulunulmadığı ve iftira atılmadığı sürece” asla kimseyle, siyasi rakiplerimle özlenen siyasi üslubu ve insani nezaketi yerle bir edecek hiçbir kötü söylem içerisine, laf dalaşına ve söz düellosuna girmeyeceğim,

       “Kötü söz sahibine aittir”, “Bir söylenen lafa bak laf mı diye, Bir de söyleyene bak adam mı diye” düsturu içerisinde meslek yaşamım boyunca sadece ve sadece kendi işime odaklandığım gibi olası adaylık sürecimde de “Tarsus için ne yapabiliriz, bu halka en adil ve hak ettiği özlenen hizmeti nasıl verebiliriz, halkımın hayat standardını ve yaşam kalitesini nasıl en üst noktaya taşıyabiliriz” çabası içerisinde olacağım. Sözüm söz!...

        

           SEVGİLİ TARSUS’LULAR:      

           Partimin takdir ve teveccüh göstermesi durumunda Belediye Başkan adaylığına da;  siz aziz hemşerilerimin bu kutsal görevi şahsıma tevdi etmesi durumunda Belediye Başkanlığına da şimdiden projelerimle ve ekibimle hazırım. Ekibimi oluşturmada liyakatı esas aldım. İleride Belediyenin tüm kademelerindeki görevlendirmelerde de LİYAKATI ESAS ALACAĞIM. Hak eden hak ettiğine kavuşacak; hak etmeyen olduğu yerde kalamayacak! Bir kez daha sözüm söz! 

          Meslek yaşamım boyunca ülkemde 73 ili ve çok sayıda büyük-küçük ilçeyi ziyaret etme imkanına sahip oldum. İşim sadece Adalet Saraylarında olmasına rağmen at gözlüğü takmadım, pencereye bakıp sadece camı görmedim, camın ilerisindeki ufku görmeye çalıştım, sadece Adalet Saraylarına girip çıkmadım.         

           Gideceğim her yere en az 3-4 saat öncesinden vardım, çarşısında, caddesinde, sokağında dolaştım, o memleketin sosyal, ekonomik, kültürel ve mimari dokusunu gözlemlemeye çalıştım, gittiğim her memle-ketten BAL ARISI misali Tarsus için gereken ve yapılması gereken neyse, o memlekette olup Tarsus’ta olmayan neyse, Tarsus’un ihtiyacı neyse onu gördüm, onu kaptım ve hafızama kazıdım.

         Şimdi hafızamda sakladıklarımı Tarsus için ortaya koyma zamanı!

         Örneğin Yeni Mahalle kadar nüfusu bile olmayan Niğde’de, Amasya’da, Nevşehir’de halk gece saat 01:00 lere, 02:00 lere kadar caddelerde dolaşırken, o saatlerde bile caddelerde insan seli akarken, o memleketlerde esnaflar o saatlere kadar kepenklerini açık ve ışıklarını yanık tutarken Niğde’nin, Nevşehir’in ve Amasya’nın üçünün toplamından da büyük nüfusa sahip benim güzel Tarsus’umda neden kış günlerinde akşam 20:00 den, yaz aylarında 21:00-22:00 den sonra caddeler bomboş kalır, dükkanların kepenkleri neden kapalı olur neden?

           Neden mi? Tarsus’ta halkla esnafın karşılıklı olarak birbirlerine güveni ve ekonomik durumu ortanın üzerinde olan halkımızda Tarsus’a ve esnafına sadakat duygusu kalmamıştır. Çünkü esnafa sorsanız “Akşam 20:00 den sonra çarşıda, caddede insan mı kalıyor da dükkanımı açık tutayım, boş yere klima çalıştırayım, elektrik faturamı kabartayım” derken halka sorsanız “akşam 20:00 den sonra açık dükkan mı var ki çarşıya, caddeye çıkayım, kapalı dükkanların darabalarını mı seyredeceğim” diyor. Suçu esnaf halkıma, halkım esnafa atıyor.

           Eğer şahsıma Belediye Başkanlığı hizmetkarlığını uygun görürseniz öncelikle hükümetimin de desteğini alarak halkımın istihdamına yönelik Tarsus’ta iş imkanları yaratmaya çalışacağım.

           ( Sırrı şimdilik bende kalsın) AKSARAY ili bir mahalle gibiyken 10 yıl içinde sihirli bir el dokunmuşçasına  nasıl devasa bir kente dönüşmüşse, nasıl o kent şaha kaldırılmışsa, nasıl nüfusu  100.000 den 300.000 e fırlamışsa, nasıl insanları caddede sokakta birbirleriyle güler yüzle ve yüreğini açarak selamlaşıp birbirinin halini hatırını gönülden soruyorsa, o memlekette refah, huzur, barış ve sevgi rüzgarları esiyorsa BENİM TARSUS’UM DA, TARSUS’LUM DA BUNUN FAZLASINI HAK EDİYOR.  O HAKKI SİZLERE,  HAK SAHİPLERİNE TESLİM ETMEK İÇİN ADAYIM, YİĞİDİN HAKKINI YİĞİDE TESLİM ETMEK İÇİN ADAYIM!...  

 

         AZİZ GÖNÜLDAŞLARIM:

         Öncelikle 5 dönemdir Tarsus’umuzu yöneten kardeşlerimizin, kentimizin tek profesyonel futbol kulübünü yaşatabilmek söylemiyle “Tarsus İdmanyurdu’na bağış” adı altında fahiş tutarlarda bağış taleplerine kızıp küsüp Tarsus’tan kaçan ve kaçırttırılan yatırımcıları, sanayicileri, tüccarları ve iş adamlarını nefsimi ve kişisel gururumu ayaklar altına alıp onların tek tek ayaklarına kadar giderek yalvarıp yakarıp halkım adına özür dileyip gönüllerini kazanmaya ve tekrar Tarsus’umuza yatırım yapmaya davet edeceğim, hem de yasal olanaklar izin verdiği ölçüde cezbedici teşvikler vaad ederek ve uygulayarak! …

       Tarsus’tan kaçırtılan iş adamlarını tekrar Tarsus’a kazandırmak için, güzel Tarsus’umuza yatırım yapmalarını teşvik etmek ve sağlamak için, bunu mutlaka ve mutlaka başarabilmek için gecemi gündüzüme katarak çalışacağım…Bir kez daha SÖZÜM SÖZ!... 

 

         VEFAKAR TARSUS’LUM:   

         Kadınlarımızın istihdamına ve ekonomik özgürlüğünü kazanmasına yönelik adımları öncelikle ve titizlikle atacağız. Çünkü artık bazı evli kadınlarımızın uğradığı lanet olası koca şiddetine ve zulmüne “dur” denilmesinin zamanı gelmiştir. Çünkü artık pervasız koca şiddetine maruz kalan kadınımızın her ne pahasına olursa olsun “Kocamdan ayrılırsam gidecek yerim yok, yiyecek ekmeğim olmaz” mahkumi-yetine son verme zamanı gelmiştir. Artık geleneksel “Gelinlikle çıkılan baba evine kefenle dönülür” tabusunun yıkılma zamanı gelmiştir. Tüm bunları gerçekleştirebilmek için; boşanan kadınlarımızın namusuyla ve iffetiyle yaşamını sürdürebilmesi için; namerde muhtaç kalmaması için ekonomik bağımsızlığını kazanma zamanı gelmiştir.

        Bunu; çocukluğunda defalarca gözlerinin önünde annesi haksız ve sebepsiz yere, sudan bahanelerle babasının şiddetine maruz kalmış; yıllarca çaresiz ve yaşlı gözlerle göz yaşını içine akıtıp kaderine boyun eğmiş olan BEN SÖYLÜYORUM BEN…. Onun için bir kez daha sözüm söz…. 

       “Her eve çifte gelir, hem kocaya iş, hem de kadınımıza iş” projemizle her ailede hem erkeğe, hem de kadına istihdam yaratacak projelerimiz hazır. Bunları şimdiden yakın çalışma arkadaşlarımla; eğer partim beni aday gösterirse öncelikle partililerimle; seçime adım adım yaklaştıkça peyder pey büyük bir heyecanla sizlerle de paylaşacağım. Projelerimizin siyasi rakiplerce kendi projeleriymiş gibi sahiple-nilmesini ve sizlere takdim edilmesini engellemek amacıyla şimdilik gizli tutulmasında büyük yarar görüyorum.      

         Tarsus’lumun karnı tok, başı dik, sırtı pek ve gönlü güler duruma geldikten sonra esnaf kardeşle-rimize diyeceğim ki;

         ”Sen gece 24:00 e kadar dükkanını açık tutacaksın kardeşim, buna ilişkin Belediye Meclisinden karar çıkarttıracağım, ben de esnafla halkımı buluşturabilmek ve hep birlikte çarşıda, caddelerde akşam sefası yaşatabilmek için bu buluşmayı sağlayıncaya kadar saat 20:00-01:00 arası halk otobüslerini ücretsiz çalıştırmak için Büyükşehir Belediyesi ile koordineli adımlar atacağım, bunu mutlaka başaracağım. Senin dükkanının ışıkları yanık ve kepenkleri açık olacak, ben sana Yerel yönetim olarak gerekli desteği sağlayacağım. Tarsus’umun ve yavrularımızın yarınlarını kurtara-bilmek için, güzel Tarsus’umuzu sözde değil özde “CANLANDIRMAK” için, güzel kentimizi burada yaşayana gurur ve huzur veren,  yaşanabilir canlı-hareketle bir kent haline dönüştürebilmek için hep birlikte kayanın altına gövdemizi koyacağız, bu halkla sizi karşılıklı güven temelinde buluştura-cağım. Artık Tarsus’lum yemek yemek için Mersin’e, Kazanlı’ya, Karaduvar’a, Adnan Menderes Bulvarına; Adana Seyhan Baraj gölüne gitmeyecek, konuklarını oralarda ağırlamayacak, Tarsus’umuzu şehir dışından gelen konuklarına göstermekten ve Tarsus’umuzda ağırlamaktan utanmayacak, sıkılmayacak. Giysi almaya Mersin Forum AVM’ne, Adana Real AVM’ne gitmeyecek, Ne ararsa aradığını Tarsus’ta bulacak, Tarsus’ta kazandığını Tarsus’ta harcayacak, Tarsus’ta tüketecek, Tarsus sosyal barışın, aile huzurunun egemen olduğu, gülücüklerin ve sıcak muhabbet-lerin yaşandığı huzur kenti olacak,  BU KENTİ HEP BİRLİKTE, ELBİRLİĞİYLE ŞAHA KALDIRACAĞIZ” diyeceğim ve bunu da Allah’ımın izniyle hep birlikte başaracağız.

 

        AZİZ HEMŞEHRİLERİM:

        Öncelikle “İsraf haramdır” bilinciyle hareket edeceğim. Kimse görevinin dışında, mesai saatleri dışında, tatil günlerinde HİCABİ ÖKSÜZ’ü  MAKAM ARACINDA GÖREMEYECEKTİR, EŞİNİ VE ÇOCUKLARINI HİÇBİR ZAMAN MAKAM ARACINDA GÖREMEYECEKTİR. Görev ve mesai saatleri dışında kendi özel aracımı kullanacağım, hem de yakıtını kendi cebimden karşıla-yarak!  

        “Bal tutan parmağını yalar” sözünü çöplüğe gömeceğim, artık bu söz tarihin kirli sayfalarında kalacak... Ne ben, ne ekibimde yer alan hiç kimse, ne kendi ailemden ve sülalemden, ne de eşimin ailesinden ve sülalesinden hiç kimse ve ne de hiçbir Belediye çalışanı harama el uzatamaya cesaret  edemeyecektir. Rüşvetin ve haramın Belediye çalışanının, aracısının ve akrabasının cebine ve cüzdanına girmesine izin vermeyeceğim, böyle bir rezalete asla göz yummayacağım. Kim rüşvete ve harama el uzatmak isterse o eli kendim kıracağım ve Savcılığa bizzat ben kendi ellerimle teslim edeceğim her kim olursa olsun gözünün yaşına bakmadan!

 

        SAYIN GÖNÜLDAŞLARIM:

        Lokomotif hangi yöne giderse arka vagonlar da o yöne gider. Bundan hareketle önce ben imanlı, adil, dürüst, namuslu ve şerefli davranacağım ki bunlara aykırı hareket edenin gözünün yaşına bakmadan yasal gereğini yapabileyim.

        Bu bağlamda nasıl ki bugün mesleki yaşamımda gecelerin saat 02:00 sinde, 03:00 ünde mesaime başlıyorsam, nasıl ki adli tatil günlerinde bile en geç sabah 07.00 de ofisimde işimin başında oluyorsam o kutsal görevde de aynı ve hatta daha fazla özveriyle çalışacağım.

        Hiçbir Belediye görevlisinin mesai hırsızlığı yapmasına; sabah 08:00 de kendisini tamamen halkımın hizmetine adamaya ve amade tutmaya hazır bulundurması gerektiği halde saat 08.30- 09:00 da sallanarak yarı uykulu gözlerle, esneyen ağızlarla görev yerine gelmesine, üstüne üstlük bir de bayan çalışanların işyerinde makyaj yapmak için mesai çalmasına; görevin kutsallığını hiçe sayarak  yarım saat kahvaltı ve çay keyfi yapmasına asla izin vermeyeceğim, göz yummayacağım. Sabah 08:00 de Belediye Kompleksinin ana giriş kapısında bizzat kendim hazır olacağım, kim mesaisine riayet edip milletimin gönül alkışını hak ediyor, kim mesai hırsızlığı yapıyor bizzat gözlerimle göreceğim. Görevine titizlik gösteren ve halkıma hizmetkarlık yapana ödülünü; görevini savsaklayan ve halkıma küstahlık yapana da cezasını bizzat kendi ellerimle vereceğim.

 

        AZİZ TARSUS’LULAR:       

        1-Sosyal dayanışma ve yardımlaşma projelerimiz üzerinde titizlikle çalışıyoruz.  “Tarsus Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Projesi” adı altında projemizle Tarsus’umda artık yatağa aç girmek zorunda kalan hiçbir çocuk, onun durumuna üzülüp kahrolan ve göz yaşını içine akıtan hiçbir anne,  yüreği kanayan hiçbir baba, kaderine isyan eden hiçbir dul ve boynu bükük yetim kalmayıncaya kadar geceli gündüzlü çare üretmeye, derman olmaya ve çözüm bulmaya çalışacağız.

       Çünkü yokluğu, yoksulluğu ve açlığı BEN yaşadım BEN, hem de İstanbul’da öğrenciyken gurbette açlığı yaşadım BEN…

       2-İsrafa karşı savaş açılacak, tasarruf tedbirlerini bizzat uygulayarak ve uygulanmasını titizlikle kontrol ederek gereksiz harcamaların tamamının önüne geçilecek, bir kuruşluk kamu kaynağının bile yetim hakkı olduğunun bilinci, vebali ve sorumluluğu altında gerek şahsım ve gerekse çalışanlar kendimizi sürekli olarak Cenabi Allah’ımın radarının kontrolünde olduğumuzu asla göz ardı etmeyeceğiz.

        Buradan sağlanacak tasarruf;  hasta, yaşlı, çalışamayacak durumda engelli, hiçbir sosyal güvencesi ve geliri olmayan dul ve yetimlerin ihtiyaçlarına ve iaşelerine kullanılacaktır.

        3-Tarsus İdman Yurdu için toplandığı söylenen bağış ve gelirler; İMAN VE VİCDAN SAHİBİ, HALİ VAKTİ YERİNDE İNSANLARIMIZIN  TAMAMEN GÖNÜL RIZASINA DAYALI OLARAK, NEREYE HARCANACAĞI ŞEFFAFÇA SÖYLENEREK VE BELİRLİ ARALIKLARLA BİLBOARDLARDA KAMUOYUNA AÇIKÇA HESAP VERİLEREK VE  BİLGİLENDİRMEDE BULUNULARAK  (özellikle vurgulamak istiyorum) “HİÇBİR ZORLAMA OLMAKSIZIN” miktarları da düşürülerek “Sağ elin verdiğini Sol el görmeyecek, bilmeyecek” hassasiyeti içerisinde afişe edilmeden, Reklam ve Siyasi Rant malzemesi yapılmadan, ihtiyaç sahipleri vatandaşlarımız rencide edilmeden, gece karanlığında ay ışığının ve yıldızların şahadetinde kimsecikler görmeden MUHTAÇ, YAŞLI, HASTA, ÇALIŞAMAYACAK DURUMDA ENGELLİ, İŞ ARADIĞI HALDE İŞ BULAMAYAN İŞSİZ , HİÇBİRG ELİRİ OLMAYAN DUL VE YETİM VATANDAŞLARIMIZIN 365 GÜN EMRİNE HARCANACAKTIR. RAMAZAN AYININ MANEVİ İKLİMİNİ VE BEREKETİNİ YILIN TAMA-MINA, HER GÜN, HER ANA YAYMAYA ÇALIŞACAĞIZ. 

       4-İftar yemekleri adı altında organize edilen; zenginin zengine ikramı olan;  maneviyattan uzak, gösteriş ve riya kokan toplu ziyafetlere ve israfa son verilecek, bu tür iftar ziyafetlerine Belediye tarafından harcanan paralar da; muhtaç, yaşlı, hasta, çalışamayacak durumda engelli, iş aradığı halde iş bulamayan işsizlere, hiçbir geliri olmayan dul ve yetimlere harcanacaktır.

       5-Her üç mahalleye ortak, köylerin nüfusuna göre büyük köyler için ayrı, küçük köyler için birbirine yakın üç köye ortak bir düğün salonu yaptırılacak, kamu yararı ve milletin menfaati gözetilerek çok cüz’i bir ücretle, maliyeti karşılayacak bir ücretle örneğin 500-700 TL gibi miktarlarla düğün salonunda bu halkım düğününü yapacaktır. 

       Bu suretle Tarsus’umda 5.000 TL ye, 10.000 TL ye varan düğün salonu kiralarına son verilecektir.

 Bu projemizle düğün salonu kiralayamadığı için sokakta ve açık alanda düğün yapmak zorunda kalan vatandaşlarımız düğün salonlarına kavuşturulacak, açık alanda ve sokakta magandalık yapılarak ve silahlar ateşlenerek yapılan sözde kutlamaların, özünde cana kast etmelerin önüne geçilecek, bu suretle halkımın can güvenliği  sağlanacak, düğünlerde kimsenin canı yanmayacak, kimsenin kanı dökülmeyecektir. Hiç düğün salonlarında silah kullanan ve ateş edene rastladınız mı?

      Yine bu suretle sokaklarda ve açık alanlarda gürültü kirliliğinin önüne geçilecektir. Halkımı böyle bir imkana kavuşturduktan sonra Emniyet Müdürlüğü ile koordineli biçimde sokak düğünlerini ve açık alanda düğün yapılmasını yasaklatmak için tüm hukuki girişimleri yapacağım. Artık kimse sokakta düğün yapmak zorunda kalmayacak, düğün salonlarına akın edecektir…  

       6-Çok büyük maliyetlerle yaptırılıp haftada 1 gün, ayda 4 gün, yılda 48 gün açık tutulup diğer günlerde boş ve atıl durumda bırakılan Yeni Mahalle, Kırklarsırtı, Bağlar gibi Semt Pazarları Her gün sabahtan akşama kadar açık tutulacak, her vatandaşım her gün gidip bu semt pazarlarından günlük ve taze sebze ve meyve ihtiyacını karşılayacaktır. Böylece yılda 48 gün hizmet veren Semt pazarları yılın 365 gününde sürekli hizmet verecek, bu şekilde boş ve atıl bırakılan milli servet amacına uygun biçimde kesintisiz ve sürekli olarak halkımın hizmetinde kullanılacaktır. 70 yaşındaki Fadime teyzem, 75 yaşındaki Mehmet amcam haftanın bir gününde kilolarca ağırlıktaki haftalık erzakını almak ve taşımak zorunda kalmayacak, günlük ihtiyacını günlük alabilme imkanına kavuşacaktır… 

       7-Tarsus’ta yaşayan halkım etnik kökeni ne olursa olsun; ister Türk, ister Kürt, ister Arap, ne olursa olsun En Adil, En Kaliteli ve En Güzel Hizmeti alacaktır.  Şehitlertepesi Mahallesine yapılan hizmetin aynısı Fahrettinpaşa Mahallesine; Altaylılar Mahallesine yapılan hizmetin aynısı Şahin Mahallesine; Kırklarsırtı Mahallesine yapılan hizmetin aynısı Gazipaşa Mahallesine yapılacaktır. Mahalleler arasında hizmet götürme bakımından ayrım yapılmayacaktır.

       8-Belediye yönetimimiz ve ekip arkadaşlarım Tarsus’ta halkın can ve mal güvenliğinin, sosyal barışın, toplumsal huzurun sigortası olacaktır.  

       9-Belediyemiz tarafından her eve bir yangın tüpü hediye edilecek, tüm işyerlerinde yangın tüpü bulundurulması zorunluluğu getirilecektir. Böylece olası bir yangında mal ve can kaybını en aza indirgemek, ilk müdahaleyi konut sahibi ve işyeri çalışanlarının yapabilmesi sağlanacaktır. İtfaiye gelinceye kadar yangının söndürülmesi, en azından yayılmasının önüne geçilmesini sağlanacaktır…

      Tarsus’lumu hak ettiği hizmetlerin ayağına geleceğine ve bu kentin ayağa kaldırılacağına,  şaha kalkacağına güven duymasını ve inanmasını sağlamak ve buna ikna edebilmek için projelerimizden şimdilik birkaç tanesini açıkladım. Seçim takvimi ilerledikçe peyder pey büyük bir heyecana, coşkuya ve beklentiye yol açacak Asıl büyük ve devasa projelerimizi açıklayacağım.

       Hayata geçirmeyi düşündüğümüz projelerin fizibilitesini, etüt çalışmasını ve maliyet hesabını iyice analiz ederek GERÇEKLEŞTİREBİLECEĞİMİZ PROJELERİN SÖZÜNÜ VERECEĞİZ. ASLA ALTINDA EZİLECEĞİMİZ, YÜZÜMÜZÜ KIZARTACAK, YAPILMASI MALEN MÜMKÜN OLMAYACAK, MALİ GÜCÜMÜZÜ AŞAN BİR PROJENİN SÖZÜNÜ VERMEYECEĞİZ.

       Çok iyi biliyorum ki; SÖZ AĞIZDAN ÇIKMADAN SÖZ SENİN ESİRİNDİR;  SÖZ AĞIZDAN ÇIKTIKTAN SONRA SEN ONUN KÖLESİ OLURSUN…

 

        AZİZ HEMŞERİLERİM:

       Artık Tarsus’umuzda Değişim zamanı gelmiştir, artık Tarsus’umuz makus talihini yenmek zorundadır, artık Tarsus’umuzun AK BELEDİYECİLİKLE hem hal olma, buluşma ve birlikte yaşama zamanı gelmiştir. Artık TARSUS’LUM BAŞI DİK, KARNI TOK, SIRTI PEK BİR BİÇİMDE ONURLUCA, İNSAN HAKLARINA YAKIŞIR, ANAYASAMIZDAKİ DEVLETİMİZİN SOSYAL DEVLET TANIMINI HİSSEDEREK YAŞAMALI VE ULU ÇINAR DEVLETİMİN GÖLGESİNDE YAŞAMAK HAKKINA KAVUŞMALIDIR.  

        ARTIK TARSUS’LUM TARSUS’LU OLMAKTAN VE TARSUS’UMUZDA YAŞAMAKTAN GURUR DUYACAKTIR.

        ONUN İÇİN DEĞİŞİM, ONUN İÇİN AK BELEDİYECİLİK !...        

 

        AZİZ TARSUS’LULAR:

        Sözde değil özde “İçinizden biriyim”.  Rabbime şükürler olsun ki Kariyerin, prestjin ve maddiyatın bozmadığı, bozamadığı, başı dik ve alnı ak bir evladınızım. 29 yıllık iş hayatımda Makamı, mevkisi ve serveti ne olursa olsun kimsenin önünde diz çökmedim, kimseye boyun eğmedim. Hiç kimseyi de ekonomik durumu, yaptığı iş, yaşadığı hayat standardı nedeniyle kendimden küçük görmedim, elimden geldiğince alçakgönüllü ve doğal yaşamaya çalıştım..

        İşte bunun için BEN GERÇEKTEN “İÇİNİZDEN BİRİYİM.”

        BENİM MAKAMIM GARİBANIN VE FAKİRİN YER SOFRASIDIR, 5 YILDIZLI OTEL RESTORANLARININ  KIRMIZI ÖRTÜLÜ VE VAZOYLA SÜSLÜ YEMEK MASALARI DEĞİL…

      Parolamız ve ilkemiz;

      “ TARSUS’UM  VE TARSUS’LUM HER ŞEYİN EN GÜZELİNE LAYIKTIR”…

     “TARSUS’UM İÇİN ZOR OLANI VE İMKANSIZ GÖRÜLENİ HEP BİRLİKTE BAŞARACAĞIZ VE BU KENTİ  EL BİRLİĞİYLE ŞAHA KALDIRACAĞIZ.”

 

        DEĞERLİ HEMŞERİLERİM:

        Basın açıklaması olarak kaleme aldığım bu metin basit bir yazıdan ibaret değildir, aynı zamanda altına imanımla, namusumla, şerefimle ve vicdanımla imzamı koyduğum bir Taahhütnamedir, kısmi seçim bildirgesidir.

        Allah’ım o makamı şahsıma nasip eylerse Tarsus’ta yaşasın ya da yaşamasın tüm Tarsus’lu hemşerilerim; makamı, sıfatı, ekonomik ve sosyal konumu ne olursa olsun adalet önünde eşitlik ilkesinin doğal sonucu olarak; beni her gün ve her an bu metinde taahhüt ettiğim ve söz verip esiri olduğum bu taahhütnameye harfiyen uyup uymadığımı denetleme ve kontrol etme hak ve hürriyetine sahiptir. Bunu da açıkça Tarsus kamuoyuna deklare ediyorum. 

       Çıktığımız bu kutsal yolda, milletime hizmet yolunda Allah’ım yar ve yardımcımız olsun, Allah’ım kimseye mahcup etmesin ve başımızı öne eğdirmesin. Hepinizi sevgi, saygı ve muhabbetle selamlıyorum. SİZLERİ RABBİME, KENDİMİ SİZLERE EMANET EDİYORUM. Allah’a emanet olunuz.