Kılıçdaroğlu ve Akşener Mersin'e Geliyor, Seçer Tarih Yazıyor
SELAHATTİN ÖZBOZKURT
SONMANŞET.COM- Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, KRT TV’de yayınlanan ‘Ankara Saati’ programının canlı yayın konuğu oldu. Seçer, Elif Doğan Şentürk’ün gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. 3 Ocak Mersin’in kurtuluşunun 100. yılında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in katılımıyla Mersin Metrosu’nun temelini atacaklarını söyleyen Başkan Seçer, “Mersin’de raylı sistemler dönemi başlayacak” dedi.
“Halkın sorunlarına eğilen, onlarla hemhal olan bir belediyecilik anlayışı var”
Elif Doğan Şentürk’ün sorusu üzerine, İçişleri Bakanlığı’nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik ‘terör’ teftişi hakkında değerlendirmelerde bulunan Başkan Seçer, “Çalışmalarımızdan, toplum karşısında geldiğimiz noktadan rahatsızlık duyuluyor. Toplumda bir karşılığımız var, bunu görmek lazım. Özellikle pandemi süreci, pandemi süreci devam ederken ekonomik kriz süreci içerisinde Millet İttifakı’na mensup belediyelerin icraatları ortada. Halkın sorunlarına eğilen, onlarla hemhal olan sosyal belediyecilik anlayışı var. Toplumda karşılığı var. Her Belediye Başkanı sokağa çok rahat çıkabiliyor, insanların içinde gezebiliyor. Bu da bazı kesimlere rahatsızlık verebiliyor. Gereksiz, sudan sebeplerle, referanslarla işte böyle karalama kampanyaları ve bu ne yazık ki devlet eliyle oluyor, devletin imkânlarıyla oluyor, devletin makamları kullanılarak oluyor. Bu da bize fazlasıyla üzüntü veriyor. İstanbul Belediye Başkanımıza yönelik saldırılar da bunların bir parçası” dedi.
“Devlet bizimle arasına ciddi bir mesafe koymuş”
İnanılmaz bir adaletsizlik, hukuksuzluk, ayrımcılık ve ötekileştirme süreci yaşandığından söz eden Başkan Seçer, şunları söyledi:
“Cumhuriyet Halk Partili ya da Millet İttifakı’na mensup Belediye Başkanları ile Cumhur İttifakı’na mensup Belediye Başkanlarının imkânları bir değil ya da devlet imkânlarından, devlet kurumlarından yararlanma imkânları ya da fırsatları bir değil. Devlet bizimle arasına ciddi bir mesafe koymuş. Oysa bir mesafenin olmaması gerekiyor, aynı mesafede olması gerekiyor en azından. Maalesef böyle bir durumla karşı karşıyayız. Finansmana erişimden, Hazine’ye ait arsalarda ya da arazilerde ya da bazı taşınmazlarda belediyelere tahsisinde sağlanan fırsatlar Cumhur İttifakı’na sağlandığı kadar Millet İttifakı’na mensup belediye başkanlarına sağlanmıyor. Millet İttifakı’na mensup belediye başkanları, İstanbul, Ankara, Adana, Mersin ve Antalya gibi çok büyük illeri 31 Mart seçimlerinde kazandı ve iyi ya da kötü bir yük devraldı. Farklı bir yönetim anlayışından belediyeler şimdi bizim yönetim anlayışımıza evrildi. Ortada çok büyük tahribatların olduğu alanlar da var. Biz şu anki mevcut yasalardan kaynaklı imkânlarımızla, gelirlerimizle hem bir yandan o tahribatı ortadan kaldırmaya çalışıyoruz hem de vatandaşa hizmet götürmeye, yeni yatırımlar yapmaya, pandemi sürecinde bu yeni oluşan şartlarda onların hayatını kolaylaştırmaya, ekonomik krizde karnının açlığından kışın soğukta yakacak sorununa kadar her şeye yetişmeye çalışıyoruz. Tablo bu.”
“Bir engeli aşıyorsunuz, karşınıza farklı bir engel çıkıyor”
Borçlanma yetkisi alma konusunda yaşanılan sıkıntılara da değinen Seçer, mahkeme sürecini anlatarak, “Siz mutlaka Meclis olarak karar alabilirsiniz ama bu kararınızı keyfi olarak alamazsınız. Bir hukuki dayanağı olması gerekiyor, diyor. Siz Belediye Meclisi olarak idarenin yani belediyenin belde halkına götüreceği hizmetleri engelleyemezsiniz, onları erteletemezsiniz, bu kısıtlamayı yapamazsınız diye zaten mahkeme kararının gerekçesinde bunu açık seçik Yargı oraya yazmış. Biz böyle bir karar aldık biliyorsunuz. Geçtiğimiz haftalarda da Meclis’in gündemine taşıdık ve bunun uygulanması yönünde Meclis’ten karar çıkarttık. Nihayetinde öyle olmak zorunda. Yoksa eğer uygulanması yönünde olumlu karar çıkmasaydı, Meclis görevini kötüye kullanmış olurdu. Bu anlamda tabi bir engeli aşıyorsunuz, karşınıza farklı bir engel çıkıyor. Şimdi yılın sonunda böyle bir kararı aldınız. Bu hafta sonu yeni yıla giriyoruz. Borçlanma yapamadık şu ana kadar” ifadelerini kullandı.
“Cumhur İttifakı’na mensup belediyeler çok daha iyi imkânlarla finansman buluyor”
Kamu bankalarının kendilerine finans sağlamadığını, borç vermediğini sözlerine ekleyen Başkan Seçer, “Özel bankalara gidiyorsunuz, onlar da kırk dereden su getiriyor. Şimdi ekonomik durumu getirip önünüze koyuyor, faiz oranlarında abuk sabuk rakamlarla geliyor. ‘Git İller Bankası’ndan Teminat Mektubu getir’ diyor. İller Bankası da siyasi iradenin emrinde. Zaten Millet İttifakı’na mensup kapıları kapamış. Mutlaka çok zaruri koşullarda, artık kaçamayacağı noktalarda bize bazı imkânlar sağlıyor gibi görünüyor ama genel anlamda baktığımız zaman birçok işimiz İller Bankası’nda da görülmüyor. Türkiye Belediyeler Birliği’nde de bu böyle. Bölge kalkınma ajanslarında da böyle. Türkiye Belediyeler Birliği’nin kaynağını belediyeler sağlıyor, kalkınma ajanslarının kaynağının önemli bir kısmını belediyeler sağlıyor. İller Bankası’ndan, kuruluş sebebi bu ama bakıyorsunuz belediyeler arasında inanılmaz bir ayrım yapıyor. Cumhur İttifakı’na mensup belediyeler görece olarak Millet İttifakı’na mensup belediyelere göre çok daha iyi imkânlarla finansman buluyor, araç yardımı alıyor ya da farklı alanlarda hibeler alıyor. Şehircilik Bakanlığı da böyle. Bizim belediyelerimiz bu imkânlardan yararlanamıyor” diye konuştu.
“3 Ocak’ta Mersin Metrosu’nun temelini atacağız”
3 Ocak’ta Mersin’in 100. kurtuluş yıl dönümünde Mersin Metrosu’nun temelini atacaklarını duyuran Başkan Seçer, “Mersin’de raylı sistemler dönemi başlayacak. Hem partimizin Sayın Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hem de İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener bu temel atma töreninde bizleri onurlandıracaklar. Tüm halkımızla beraber, Mersinlilerle beraber bu önemli günde, 3 Ocak’ta, Mersin’de saat 15.00’da Cumhuriyet Alanı’nda Mersin Metrosu’nun temelini atacağız. Onun da Cumhurbaşkanlığı Strateji Daire Başkanlığı’nda imzası nihayet çıktı. O da yaklaşık 1 yıla yakındır bekliyordu. Şimdi Maliye ve Hazine Bakanlığı’nda. Orada bekliyoruz. İnşallah kısa sürede oradan da imzadan çıkar da bir an önce işlerimize başlarız. Ne kadar zaman yitirirsek maliyetler o kadar artıyor. Ne kadar zaman yitirirsek memleket hizmetten geri kalıyor ya da zaman yitirmiş oluyor. Bütün bu zorluklar içerisinde yine önemli işler yapıyoruz” dedi.
Başkan Seçer, döviz kurlarında yaşanan dalgalanmaların hizmetlere yansıdığını sözlerine ekleyerek, “Bu yılın Mayıs ayında 87 yeni CNG’li otobüsü Mersin halkına kazandırdık. 152 milyon liraya aldığımız 87 otobüsü, aynı otobüsleri alsak emin olun ki 350 milyon liraya ancak alabileceğiz. Zaman yitirdiğiniz zaman sizin kesenizden çıkıyor. 1 liraya yapacağınız bir işi 3 liraya yapıyorsunuz. Zaman kaybı, ekonomik kayıp, parasal kayıp ve kaynak israfı… İnsanlar bizden hizmet bekliyor. Seri iş yapmamızı, seri hizmet götürmemizi bekliyor. Ama biz zorlanıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Bu yaşadığımız olaylar, bu tutumlar, bu davranışlar devlet geleneklerine aykırı”
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde terör örgütüne mensup kişilerin çalıştırıldığı yönündeki iddialarla ilgili Şentürk’ün “Amaç acaba siyasi mi, sizi siyasi bir yarışa mı çekmek istiyorlar?” sorusuna Başkan Seçer, “Bu yaşadığımız olaylar, bu tutumlar, bu davranışlar devlet geleneklerine de aykırı. Twitter yoluyla soruşturma açtığını söylüyor, aklına geleni her ortamda, Meclis’te ayrı, başka toplantıda ayrı; gerçekten artık devlet idaresinin de çivisi çıkmış. Bunlar ciddi işler, önemli konular. Her aklımıza geleni her ortamda konuşmamamız gerekiyor. Allah aşkına biz kendimize göre kurallar koyup mu eleman alıyoruz, işçi alıyoruz, memur alıyoruz? Böyle bir şey olabilir mi? Bunun kuralı var. Yasalardan kaynaklı yapmanız gereken işler önünüzde duruyor. Belediyede çalışmak istiyorsunuz, ben sizi uygun gördüm, belediyeye alınacaksınız; sizden bazı evraklar istenir, adli sicil evrakı istenir. Eğer bir problem yoksa sizi işe alırız” cümleleriyle cevap verdi.
“İşe alacağımız listelerin Valilik kanalıyla soruşturmalarını istiyoruz”
Personel işe alım sürecinde Valilik kanalıyla bir takım prosedürler yürütüldüğünü hatırlatan Başkan Seçer, “Biz işe alacağımız listeleri Valilik kanalıyla zaten bunun soruşturmalarını istiyoruz, güvenlik soruşturmaları bize geliyor. Uygun olmayan bir evrak varsa zaten işe giremiyorsunuz ama herhangi bir sorununuz yoksa işe alınıyorsunuz. Bu Valiliğe gönderiliyor. Valilik bunu İçişleri Bakanlığı’ndan soruşturuyor. Size listeyi gönderiyor; olumludur, olumsuzdur. Biz de işe başlama tarihinden iki ay da geçse bir olumsuzluk varsa bunların işine son veriyoruz” diye konuştu.
Başkan Seçer, kamu kurumlarında çalışan veya çalışacak olan kişilerin adli sicilini kontrol edecek mekanizmaların olduğunu, belediyenin böyle bir görevinin olmadığını sözlerine ekleyerek, “Bir insanın herhangi bir terör örgütüne mensup olduğu olmadığı, yüz kızartıcı bir suç işleyip işlemediği ya da ceza alıp almadığı, sabıkalı olup olmadığı benim işim değil, belediyenin işi değil. Kurumlar var, İçişleri Bakanlığı var, Adalet Bakanlığı var. Bunlar bu konularla ilgili gerekli incelemeleri, soruşturmayı, kovuşturmayı yaparlar, evrakı önümüze sunarlar, biz onlara göre hareket ederiz. Birilerini terörist, suçlu diye yaftalayacaksak zaten bunu yapacak olan yani bu suçun sabit olduğunu ya da belediyemizde çalışan bu kişilerin terörist olup olmadığını sorgulayacak olan farklı kurumlar. Bizler değiliz” ifadelerini kullandı.
“Bizim yaptığımız işlerden, denetlenmekten korkumuz yok”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Belediye Başkanlarımızın telefonları dinleniyor” cümlesi ile ilgili yöneltilen soruya da yanıt veren Başkan Seçer, saklayacak bir şeylerinin olmadığını belirterek şunları söyledi:
“Kişisel olarak açıkçası düşüncemi söyleyeyim; yapılıyordur. Bunlar zaman zaman bizlerin kulağına geliyordu. Bu konuyla ilgili çalışan kurumların özel ekipler oluşturduğunu, her birimizin takip altında olduğunu; bizim için sorun yok, bunu yasalar çerçevesinde yapsınlar. Gözler üzerimizde olacaktır. Herhangi bir yasa dışı işler varsa yargı yolu açıktır. Yargı üzerinden mutlaka gereğini yapacaklardır. Burada esas olan şu; zaten belediyelerden müfettişler çıkmıyor. Bizim yaptığımız işlerden ya da denetlenmekten korkumuz yok, olması gereken bu. ‘Şeffaf belediyecilik’ diyorsak denetlenmekten de korkmayacağız. Bırakın denetlesinler, hiçbir sorun yok. Burada bu denetlemeyi ve soruşturmayı yapacak olan devlet görevlilerinin bağımsız ve tarafsız olması. Siyasi iradenin talimatlarıyla, onların maşası şeklinde görevini yapmamaları gerekiyor. Bizim endişemiz buradan. Kasıtlı ve bilinçli olarak, hukuk dışı bazı işlemlerin olması. Onun için bu bildiride de var; eğer herhangi birimize bu şekilde, hukuk dışı bir davranışla, haksız yere bir müdahale olursa bu hepimize yapılmış sayılacak. Onun için bunun altını çizerek vurguyu yapıyoruz. Bizim endişemiz bu. Yoksa biz denetlenmekten korkmuyoruz. Bizi milletimiz de bağımsız mahkemeler de kurumlar da denetlesin. Biz bundan bir beis görmeyiz.”
“Türkiye’de ekonomik gidişat artık buhran noktasına gelmiş”
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile yaratılmak istenen gündemin vatandaşın gündemi olmadığını ifade eden Başkan Seçer, “İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin, Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin çalışanları, onların geçmişi, adli sicil kaydı kimin gündeminde? Gündem nedir? Yaklaşık 2 yıldır yaşanan pandemi; pandeminin getirdiği olumsuzluklar ve son birkaç aydır da özellikle Türkiye’de ekonomik gidişat artık buhran noktasına gelmiş. TL’nin döviz karşısındaki gidişatı. Bir anda tepetaklak gitmesi, bir anda kendini toparlaması” dedi.
“Türkiye her geçen gün sorun yaşıyor ve bunların konuşulmaması isteniyor”
Başkan Seçer, Türkiye’de konuşulması gereken gündemin ülkenin ekonomik gidişatı olduğuna dikkat çekerek, şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye’de ekonomik istikrardan bahsedebilir miyiz? Düşünebiliyor musunuz; bir gün Dolar, TL karşısındaki değerini bir anda %30-%40 kaybediyor ya da tam tersine TL, Dolar karşısında değer kazanıyor. Siz bu ülkede istikrardan bahsedebilir misiniz? Bu da övünç kaynağı oluyor ne yazık ki. Çalışanın, üretenin verdiği vergi ile ranta yatmış, para sahibi insanların parasının geleceği garanti altına alınıyor ve bu da bir ekonomik zafer gibi sunuluyor. Türkiye’de bunun konuşulması lazım. Bir taraftan işçi, memur çalışıyor; maaşı cebine girmeden kesilen vergiden; sen çalışmıyorsun, şu kadar milyon Dolar paran var, oturduğun yerden keyif çatıyorsun, senin paranın döviz karşısındaki kur garantisini benim ödeyeceğim vergilerle garanti altına alıyor devlet. Yani bu kadar absürt ekonomik politikalarla, söylemlerle günümüz geçiyor. Türkiye her geçen gün sorun yaşıyor ve bunların konuşulmaması isteniyor. Ondan sonra böyle suni gündemlerle gün geçiriyoruz.”
“Projeler, hizmetler devam edecek”
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından ekonomik süreci değerlendiren 26 kişi hakkında suç duyurusunda bulunulduğu yönünde yöneltilen soruya Başkan Seçer, “Türkiye’de maalesef bir konu üzerine eleştiri yapmak, söz söylemek, fikir beyan etmek suç ama bunlar gerçek. Söylemeyelim mi? Mersin’de 1 TL’ye biz ekmek satıyoruz. Yüzlerce insan kulübede kuyrukta, bunu söylemeyelim mi? Haber yapılmasın mı? Bunu yapanlar bunu reklam amaçlı mı yapıyor? Yani böyle bir dezenformasyon da var biliyorsunuz ama böyle bir realite var, bunların tabii ki konuşulması lazım. Demokratik toplumlarda toplumun refleksi budur; gördüğünü, düşündüğünü, fikrini açıkça ortaya koyacak, bunu açıkça beyan edecek” derken, konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı:
“Hayat devam ediyor. Projeler, hizmetler de devam edecek. Elbette ki sıkıntılarımız, zorluklarımız olacak ama bunları aşacağız. Bu ülke bizim.”