MERSİN BÜYÜKŞEHİR’İN HELİKOPTERİ SATILACAK
MERSİN BÜYÜKŞEHİR’İN HELİKOPTERİ SATILACAK
NESLİHAN ÖZBOZKURT HABERSPOTU.COM- Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 2021 yılı Ekim ayı Olağan Toplantısının 2. Birleşimi, Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer başkanlığında Kongre ve Sergi Sarayı'nda gerçekleştirildi. Başkan Seçer, toplantıda Mersinlileri yakından ilgilendiren ana konteyner limanı ve polipropilen tesisiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Meclis üyelerine kenti ilgilendiren konularda parti ayrımı gözetmeksizin Ankara'ya gitme talebini yineleyen Başkan Seçer, “Burada hamasi nutuklar atarak Mersin'i kalkındıramayız. Bizim ağzımıza bir parmak bal sürerler, oturur kalırız yerimizde. Haydi; hep beraber buyurun Ankara'nın yolunu tutalım
NESLİHAN ÖZBOZKURT
HABERSPOTU.COM- Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 2021 yılı Ekim ayı Olağan Toplantısının 2. Birleşimi, Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer başkanlığında Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleştirildi. Başkan Seçer, toplantıda Mersinlileri yakından ilgilendiren ana konteyner limanı ve polipropilen tesisiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Meclis üyelerine kenti ilgilendiren konularda parti ayrımı gözetmeksizin Ankara’ya gitme talebini yineleyen Başkan Seçer, “Burada hamasi nutuklar atarak Mersin’i kalkındıramayız. Bizim ağzımıza bir parmak bal sürerler, oturur kalırız yerimizde. Haydi; hep beraber buyurun Ankara’nın yolunu tutalım” dedi.
“Kenti yönetirken muhtarlarımızla iş birliği halinde olmamız son derece önemli”
Başkan Seçer, 19 Ekim’de kutlanacak olan Muhtarlar Günü’nü hatırlatarak başladığı konuşmasında, muhtarların demokrasinin en önemli unsurlarından biri olduğunu söyledi. Seçer, “Belediye Başkanları olarak şunun farkındayız; kenti idare ederken, kenti yönetirken vatandaşlarımızın sorunlarını çözerken mutlaka muhtarlarımızla iş birliği halinde bunu gerçekleştirmemiz, hem bizlerin açısından hem kendileri açısından ama asıl önemlisi vatandaşlarımızın taleplerinin, sorunlarının çözülmesi açısından son derece önemlidir. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da muhtarlarımızla bu anlayışla, bu bilinçle ilişkilerimizi sürdüreceğiz” dedi.
Seçer, polipropilen tesisinin mahkeme sürecinden bahsetti
Başkan Seçer, Mersin’in ve Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi’nin yakından takip ettiği ana konteyner limanı ile yapılması planlanan polipropilen tesisi ile ilgili mahkeme süreçlerinde yaşanan bazı gelişmeleri Meclis üyelerine aktardı. Ana konteyner limanının yer seçimi süreciyle ilgili bilgiler veren Başkan Seçer, polipropilen tesisi kurulması amacıyla da ÇED raporu hazırlandığını anımsattı. Seçer, şöyle devam etti:
“Belediyemiz dava açtı. Odalar, sivil toplum kuruluşları müdahil olarak katıldılar ve mahkemeden ÇED raporu iptal edildi. Daha sonrasında söz konusu bölge Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 15 Eylül 2021 tarihinde özel güvenlik bölgesi olarak ilan edildi. Bu durum sonrasında söz konusu bölge 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda hem özel endüstri bölgesi; eminim ki birçok Meclis üyemizin bu gidişattan kısmen haberi vardır ama ben detay bilgi vermek istiyorum; hem de özel askeri güvenlik bölgesi haline getirildi. Yani üzerinde şu anda iki karar var. 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda askeri yasak ve güvenlik bölgesi ilan edilmesinin ardından planın askı süreci tamamlandı ancak söz konusu işleme Büyükşehir Belediyesi olarak itirazımızı yaptık. Özel Endüstri Bölgesi’nin onaylanan planlarına ve yer seçimine karşı açılan davalar devam ederken, bu değişikliğin amacının ne olduğu sorusunun cevabını Mersin kamuoyu merak ediyor. Açıkçası ben çok merak etmiyorum. Çünkü meraktan ziyade öngörülerim var. Söz konusu bölge yaklaşık olarak 1 milyon 92 bin 551 metrekarelik bir alanı kapsıyor. Bunun 400 bin metrekare alanı bu tesisi kuracak firmaya şartlı olarak Hazine tarafından tahsisi yapılmış. Şu anlam çıkıyor; 1 milyon 100 bin metrekare dersek bunun 400 dekarını düşelim, 700 dekarı özel mülk ama 400 dekarı Hazine arazisi ve bu firmaya şartlı olarak tahsis ediliyor polipropilen tesisi yapılmak üzere. Bölgenin özel endüstri bölgesi ilan edilmemesi durumunda bu 1100 dönümlük alanın ki dava süreci devam ediyor. ÇED tamamlandı, ÇED iptal edildi ama yer seçimi konusunda açtığımız dava devam ediyor. Mahkeme karar verdi, ‘biz ÇED’i iptal ettik burada yer seçimi yanlıştır’ dediği noktada bu alan ana konteyner limanının kara sahasını oluşturacak, bizim beklediğimiz, istediğimiz ana konteyner limanının kara sahasını oluşturacak alan olacak.”
Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak o bölgede 2. Etap 1/5000’lik Nazım İmar Planı çalışmalarında düzenleme yapacaklarını ifade eden Seçer, yapacakları işlemlerin imar tekniğine uygun olacağını söyledi. Seçer, “Bizim oradan 382 bin metrekarelik bir belediye hizmet alanı çıkarma imkanımız olacak. % 35 civarında bir kesinti yapsak 382 dekarlık bir alan çıkacak. Bu önemli bir alandır. İşte buranın, mahkemenin ‘arkadaş buraya polipropilen tesisi olmaz, özel endüstri alanı olmaz’ dediği noktada ikinci karar devreye girecek. Özel güvenlik bölgesi olarak biz buraya müdahale edemeyeceğiz ve bu alan devletin hüküm ve tasarrufu altında olmaya devam edecek. Belediye olarak sadece orayı izleyeceğiz. Bütün bu alınan kararlar öyle anlıyorum ki bunlar öngörüdür, umut ederim bir gerçeğe, somuta dönüşmez. Ne yapıp ne edip ana konteyner limanı projesini Mersin’in gündeminden kaldırmak diye düşünüyorum. Süreci hep beraber takip edeceğiz” dedi.
“Hamasi nutuklar atarak Mersin’i kalkındıramayız”
Başkan Seçer, bir talebini tekrarlamak istediğini ifade ederek, Cumhur İttifakı’na mensup Meclis üyelerine yönelik olarak şunları söyledi:
“Ben Meclis’teki ana muhalefet partisinin, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Belediye Başkanıyım. Ancak Meclis’i oluşturan Meclis üyelerimiz parlamentoda grubu bulunan, bulunmayan siyasi partileri temsil eden Meclis üyelerinden oluşuyor. Bu iş burada oturmakla olmaz. Biz burada hamasi nutuklar atarak Mersin’i kalkındıramayız, Mersin’i geliştiremeyiz. Bizim ağzımıza bir parmak bal sürerler, oturur kalırız yerimizde. 10 yıldır bitmeyen havaalanı gibi, devam etmesi gereken Çeşmeli-Taşucu otoban bağlantı yolu gibi, Antalya-Taşucu arası Gazipaşa-Taşucu arasında sahilde yapılan yol gibi, ana konteyner limanı gibi birçok konuyu biz burada kendi aramızda tartışırız. Tartışırız bir şey yaptığımızı zannederiz. Taraftarlarımız bizi alkışlar, üç beş tane ufak tefek proje yaparız. Oysa biz Türkiye’nin en yüksek vergi tahakkuk edilen 5., 6. , en fazla 7. ili olmaya devam ederiz ama hizmetlerde de hep 20. sıralarda oluruz. Cumhur İttifakı’na mensup arkadaşlarımıza özellikle grup sözcülerine buradan seslenmek istiyorum; alalım dosyaları, bölgenin sorunlarını, beklentilerini başta ben olmak üzere siyasi ya da bürokratik tüm aktörler bir anda gidip bu konuların muhatabıyla birebir konuşmamızı tavsiye ediyorum.”
“Haydi; hep beraber buyurun Ankara’nın yolunu tutalım”
Ankara’nın kendilerini birinci ağızdan dinlemeleri gerektiğini, diğer illerdeki kimi partilerin sorunlarını bu şekilde çözdüklerini vurgulayan Seçer, “O ilin menfaati varsa gidip beraber bunu talep ediyorlar. Talep etmezseniz alamıyorsunuz. İşinizi takip etmezseniz kimse sizin adınıza işi takip etmiyor. Belli imkanı var, belli bütçeleri var Ankara’nın, kim işini takip ederse onların elinde kalıyor. Haydi; hep beraber buyurun Ankara’nın yolunu tutalım” dedi.
Seçer, Mersin Limanı’nın mahkeme sürecinden bahsetti
Mersin Limanı’nın genişletilmesine yönelik konuda da bazı ilgi çekici gelişmeler yaşandığını belirten Başkan Seçer, şöyle devam etti:
“Büyükşehir Belediyesi olarak açtığımız davada Mersin 2. İdare Mahkemesi’nin verdiği yürütmeyi durdurma kararının ardından söz konusu dava Adana Bölge Mahkemesi’nden de oy çokluğuyla yürütmeyi durdurma kararı olarak çıktı. Bu süreçte davalı Mersin Liman İşletmeciliği A.Ş., İstanbul Teknik Üniversitesi Konut Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü döner sermaye adına ücret de yatırarak, Mimarlık Fakültesi Şehir ve Planlama Bölümü Öğretim Üyelerinden oluşan bir heyete ‘kapasite artışının sorun teşkil etmediğine’ dair bir rapor hazırlattı. Bunu resen yaptı, mahkemenin talebi üzerine değil. Ancak bu rapor, yine mahkemenin yasal olarak mahkemenin elinde olan hazırlatılan raporla içerik olarak bağdaşmıyor. Birbiriyle çelişen bilgiler var. Şimdi burada Bölge İdare Mahkemesi 15 Eylül 2021 tarihinde bir ara karar veriyor ve beş kişilik bir bilirkişi heyeti oluşturulması ve naip üye atanması yönünde karar ortaya koyuyor. Yani bu atanacak üyelere, ‘bu iki ayrı raporu bir mahkemenin yasal olarak düzenlettiği raporu bir diğeri de muhatap kuruluşun resen kendince bir üniversitenin döner sermayesine para yatırarak hazırlattığı raporu bir inceleyin’ diyor. Şimdi burada iki tane tuhaf, ayrı konu var bana göre. Resen hazırlanmış, biri mahkeme talimatı olmadan raporun hazırlanması ve ikincisi de mahkemenin bu raporu dikkate alıp kendinin hazırlattığı raporla mukayese şansını yaratması bir kurul oluşturması ve tekrar incelemeye alınması. Bu da takip edilmesi gereken önemli bir konu diye dikkatinize sunmak istedim.”
Adnan Menderes Bulvarı’nda hız sınırı 50 km’ye düşürüldü
Başkan Seçer, UKOME kararı ile Adnan Menderes Bulvarı’nda hız sınırının 70 km/saatten 50 km/saate düşürüldüğünün bilgisini verdi. Adnan Menderes Bulvarı boyunca gezinti alanı, bisiklet yolu ve insanların zaman geçirdiği 400 dekar büyüklüğündeki park alanlarında yoğun bir insan sirkülasyonu olduğunu sözlerine ekleyen Seçer, “Biz bu hız sınırının yaya güvenliğini tehlikeye düşürdüğü gerekçesiyle 50 km ile sınırlandırılmasına karar verdik. Bunu alırken de tabi bazı verileri göz önüne aldık. Çok ciddi tehlikeler oluyor, can kaybına neden olacak kaza tehlikesi. 2015’ten bugüne kadar ortalama her yıl 85 trafik kazası olmuş ve tamamında da yaralamalı olmuş. Her yılın ortalaması yaralı sayısı olarak ortalama 118, 7 yılda 826 yaralı. 7 ölümlü kaza olmuş. Her yıl 1 ölümlü kaza oluyor” dedi.
Başkan Seçer, özellikle pandemiden sonra insanların Adnan Menderes Bulvarı üzerinde bulunan parkları kullanım oranının 2 kat arttığını ifade ederek, “Önümüzdeki günlerde daha vahim neticeli kazalarla karşılaşmamak adına bu kararı aldık. Zaten 2021 yılı Mersin Ulaşım Ana Planı’nda da; bizim de bu tabii ki istediğimiz bir durum; yayalaştırılmış alanları artıracağız. Bundan sonra trafikte seyreden sürücülerimizin, Adnan Menderes Bulvarı’ndaki hız sınırının 50 km/saat olduğunu bilmesini ve buna uymalarını arzu ediyoruz yayalarımızın güvenliği açısından” diye konuştu.
3. Çevreyolu konusunda vatandaşlardan oldukça şikâyet aldıklarını ifade eden Başkan Seçer, kısa sürede çalışmalara başlayacaklarını ve 4. Çevreyolu gibi konforlu bir hale getireceklerini söyledi. Başkan Seçer, kent genelinde 31 adet tek tip taksi durak kulübesi yapılacağını bildirdi.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı konserlerle kutlanacak
Seçer, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda Büyükşehir Belediyesi olarak düzenleyecekleri etkinliklerin de duyurusunu yaptı. Cumhuriyetin 98. yılına yakışır bir biçimde bir dizi etkinlik yapacaklarını ifade eden Başkan Seçer, “Gençlerimiz konserlere çok rağbet gösteriyor. Onlar için 28 Ekim’de saat 20.00’de Tarsus Cumhuriyet Meydanı’nda Athena konseri, 29 Ekim’de Özgecan Arslan Barış Meydanı’nda saat 20.00’de yerel sanatçı topluluğumuz olan Necati ve Saykolar konseri devamında da Mor ve Ötesi konseri yapacağız. Her zaman olduğu gibi Cumhuriyet Bayramı’nda meşale yürüyüşümüzü de gerçekleştirmiş olacağız. Cumhuriyet Bayramımız şimdiden hepimize kutlu olsun” ifadelerini kullandı.
Başkan Seçer, Adana Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nun 18 Ekim-1 Kasım arasında düzenleyeceği 6. Şehir Tiyatroları Festivali’ne, Mersin Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nun ‘Halktan Biri’ oyunu ile katılacağını duyurdu.
“Mersin daha güçlü olsun”
Başkan Seçer, yıllardır tamamlanmayan Mersin Havalimanı, Pamukluk Barajı, Çeşmeli Otoban Yolu’na dair yapılan çalışmaların daha erken bitirilmesi için herkesin Mersin’i savunarak çaba sarf etmesi gerektiğini vurgulayarak, “Mersin daha güçlü olsun. Ben de biliyorum çok daha iyi olacak. Akın var buraya gerçekten. Bakın az önce bir toplantıda şu bana aktarıldı, ‘Son zamanlarda yabancıların mülkiyet edinmek için rağbet gösterdiği illerin başında Mersin şu anda ikinci sıradaymış.’ Birçoğu tapu kayıtlarına geçirilmediği için görünmüyor bu. Apartman dairesi alıyorlar. Gelip burada yaşamak istiyorlar. Ruslar alıyor, onlar alıyor, bunlar alıyor. Bu ne demektir? Gelişen bir memleket burası. Bunu görmemek mümkün mü?” dedi.
“Biz Mersin lobisini ayağa kaldırmaya çalışıyoruz”
Sürekli liman konusunu neden gündeme getirdiği konusunda bir kez daha değerlendirme yapan Başkan Seçer, şunları söyledi:
“‘Limanı ağzına pelesenk ettin’ diyorsun. Dört cümleyle söyleyeceğim. Doğu Akdeniz'de gelişmeleri bir yere yazın. Bu lojistik krizinden sonra Avrupa’nın tedarik zincirindeki bu krizleri değerlendirin. Nereden mal almak istediğine bakın. Çin, Amerikan ile ilişkilerinin gerilmesinden Amerika'nın yeni bakış açısına bakın. Çin’in yeni konseptinde, deniz ipek yolu konseptinde bu bölgeye bakış açısına bakın. Benim ne demek istediğimi anlarsınız. Tabi ki liman diyeceğim. Senin topladığın verginin % 75’i limandan. Rakamları çıkartın. Önemli bir kısmı liman. Çünkü gümrük vergisi alıyorsun. Tütün, alkol vergisi Mersin’den alınan 2. sırada vergi. Sonra geliyor gelir vergisi, kurumlar vergisi. Şimdi bu rakamlara hakimseniz, elbette diyeceksiniz ki, ‘Başkan doğru söylüyor.’ Ne diyeceğim ya? Mevcut limanla avunalım. Biraz da büyütelim. Onlar servetine servet katsın. Biz de ana konteyner limanı yapacağız diye bekleyelim, lobilerin gücüne mağlup olalım. Mersin lobisinden daha güçlü bir lobi varsa buyursunlar, galip gelsinler. Ama biz Mersin lobisini ayağa kaldırmaya çalışıyoruz. Hadi onun için ‘Hep beraber gidelim Ankara'ya’ diyoruz. Yani siz bir ortam hazırladınız da ben ‘hayır’ mı dedim? Gidelim anlatalım. Hepimiz o zaman Mersin’in avukatlığını yapalım. Bırakalım partilerimizi bir kenara. Benim arzu ettiğim bu.”
Başkan Seçer, tarafına borçlanma yetkisinin verilmemesiyle ilgili konuşarak, “Bana borçlanma konusunda yetki vermemeniz tamamen siyasi bir karardır. Siz de bunun farkındasınız” dedi.
“Aldığım tüm kararlar idari karardır”
İşçi çıkarma konusundaki eleştirilere yanıt veren Başkan Seçer, “Herkes işine devam etsin ama benim belediyemin de topluma hizmet etmesi lazım. Belediyenin hizmet üretmesi lazım ve belediye başkanı, kanunlar çerçevesinde; buraya iyi dikkat edin; idari tasarruflarda bulunabilir. Benim yaptığım bir belediye başkanı olarak tamamen halkıma hizmet odaklı, belediyemin insan kaynağını liyakat anlamında, kalite anlamında yükseltmek. Ben verim almak istiyorum. Aldığım tüm kararlar idari karardır. Dayanağım yasalardır, mevzuatlardır. Onun dışında zaten aldığım idari kararlar mahkemeden döner. Muhtelif olaylar varsa, benim de kabul edemeyeceğim, lütfen bunları bana somut, isim isim bildirin” dedi.
“Bu para çok lüks bir para”
Büyükşehir Belediyesi envanterine kayıtlı helikopterin işletmesinin yüksek maliyetli olması nedeniyle satılması konusu gündeme geldi. Başkan Seçer, 5 Nisan 2018’de 2,5 milyon dolara alınan helikoptere heliport gibi diğer masraflarıyla birlikte bugünün parasıyla 45-50 milyon civarı bir bütçe harcandığına dikkat çekerek, “Bu para çok lüks bir para” dedi. 13 Ağustos 2019’a kadar Büyükşehir’de kalan helikopterin daha önce de satışa çıktığını hatırlatan Seçer, “İmkan yoktu, satamadık. Çünkü süresinin dolması gerekiyordu. Artık yasal engel kalmadı. Zaten komisyonumuz da böyle karar vermiş” dedi.
Helikopteri daha sonra kiraya verdiklerini belirten Başkan Seçer, kiraya verilme sürecine kadar helikopterin tüm giderleriyle belediyeye yaklaşık 8-9 milyon gibi bir maliyeti olduğuna dikkat çekerek, “Helikopter sahibi olmakla kurtulmuyorsunuz. Heliportunuz olacak, orada görevlileriniz olacak, sorumlunuz olacak. Bu dünya standartlarında, uçuş standartlarında böyle. Dolayısıyla astarı yüzünden pahalı oluyor. Sadece biz göreve geldiğimizden bu helikopteri kiraya verdiğimiz süre içerisindeki masraf 3 milyon 657 bin lira bakım ücreti. Aylık 228 bin TL’ye denk geliyor” dedi.
Kiraya verilene kadar helikoptere aylık 228 bin TL para harcandığını belirten Başkan Seçer, “Şimdi bunu vermiyoruz. Tabi bu arttı. Şimdi 350-400’lere çıktı, sadece bakım. Biz ne yaptık? Aylık ayda 30 saati barem aldık, 30 saat uçtu kabul edip 420 bin lira alacağız. Aslında yeni revize edemiyoruz, biz o zamanki dolar kuruyla yaptık. Önce çok kârlıydık, şimdi Türk Hava Kurumu’nun durumu ortada olduğu için çok üzerlerine gitmek istemiyorum, alacağımız da var. Ciddi de bir alacağımız birikti” ifadelerine yer verdi. Helikopterin danışmanlık ücreti, aylık bakım ve heliport gibi tüm kalemleriyle ciddi bütçelere sahip olduğunu hatırlatan Seçer, Toroslar ilçesindeki heliportun Makine İkmal olarak kullanılacağını sözlerine ekleyerek, “İşlevsel hale getireceğiz. İçinde muazzam vinçler yapılmış, bir sürü para harcanmış ama boş duruyor. Orayı da şimdi Makine İkmal olarak değerlendirmiş olduk, orada bir sorun kalmadı” dedi.
Göreve geldikten sonra helikopterle Anamur’a 2 defa uçtuğunu belirten Başkan Seçer, heliporttan helikoptere, helikopterle de Anamur’a yaklaşık 1,5-2 saatte vardığını söyledi. Onun yerine arabayla Anamur’a gitmeyi tercih ettiğini vurguladı. Bir Meclis üyesinin Mersin’de metrodan ve büyümeden bahsedilirken helikopterin de Büyükşehir Belediyesi’nde kalmasını savunması üzerine konuşan Seçer, “Şimdi bunlar vizyonsuzluk falan değil. Bunlar israf. Vizyonsuzluk ayrı bir şey. Hani ben metroya karşı çıkmayı vizyonsuzluk olarak değerlendiririm. Bu başka bir şey” dedi. Aynı Meclis üyesinin Mersin’in Türkiye’de en çok vergi veren 5’nci kent olduğu ve zengin bir kent olduğunu belirtmesi üzerine de değerlendirmelerini sürdüren Başkan Seçer, “Bu kadar zengin kentsek 3 TL’ye niye yemek veriyoruz? Hep demiyor muyum bir paradoks? Şu kadar vergi ödüyorsun ama Adana’dan sonra gelir dağılımında 2’nci sırada adaletsiz bir kentsin. Benim vicdanım kabul etmedi. O görüntü bile hoş değil, şık değil” diye konuştu.
Meclis üyesinin, helikopterin deniz denetimlerinde de kullanılabileceği yönündeki önerisine de değinen Başkan Seçer, “300 bin lira bir drone aldık. Koordinatları belli. 300 bin lira. 3 milyon dolar. 300 bin lira. 300 bin liraya drone’la 59 milyon lira ceza yazdık. Koordinat belli yani. Drone uçuruyorsun, sana gemilerin ne yaptığını gösteriyor. 300 bin TL’lik bir aygıtın yapacağı işi ben niye milyon dolarlık bir aygıtla yapayım? Bu fizibilite nasıl bir fizibilite?” diye sordu.
Ticari plakaların çekme süreleri 2 yıla çıkarıldı
Meclis’te ticari plakaların çekme sürelerinin uzatılmasında 1 yıllık süre 2 yıla çıkarıldı. Başkan Seçer, “Birçok esnaf borçlarını ödeyebilmek için taksi plakalarını çekip, araçlarını satma durumunda dahi kaldı. Bu nedenle de bize gelen bu teklifi değerlendirdik. T, M, S, H, C plakalar hak kaybı yaşamasın diye geçen sene 6 aydan 1 yıla çıkarmıştık biz bunu. Gelen bu tekrar talep üzerine de bu kez 1 yıldan 2 yıla çıkarıyoruz” dedi.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.