Samsun'dan Sonsuza Kadar Ata’mızın İzinde!
19 Mayıs 1919 memleketin ufuklarına yerleşen kara bulutları dağıtan güneşin Samsun’dan doğduğu tarihtir. Mustafa Kemal Atatürk’ün heyetiyle birlikte Samsun’da Anadolu’ya ayak basarken aynı zamanda Kurtuluş Savaşı’na ilk adım atışıdır 19 Mayıs. Atatürk’ün memleketin içinde bulunduğu zor durum karşısında aldığı karar; milli hakimiyete dayanan, kayıtsız şartsız tam bağımsız bir Türk devleti kurmaktı. Samsun’a ayak bastığı ilk andan itibaren uygulamaya koyduğu bu karar, Türk Milleti’ni bağımsızlığa, milli egemenliğe ve Cumhuriyet’e kavuşturmuş, çağdaş medeniyet yolunu açmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolun başlangıcı olan 19 Mayıs gününü, Atatürk kendi doğum günü olarak kabul etmiştir. Atatürk’ün bugünü doğum günü olarak nasıl benimsediğini manevi kızı Prof. Dr. Afet İnan şöyle aktarmıştır:
“1936 yılında bir gün, Cumhurbaşkanlığı Umumi Kâtibi Hasan Rıza Soyak Atatürk’e bir evrak getirmişti. Bunda, Atatürk’ün doğum gününün bildirilmesi rica ediliyordu. M. Kemal Atatürk, bunun üzerine düşündü, fakat bu günü kendisi de tam olarak bilmiyordu. Ancak, annesinden işittiğine göre, bir bahar mevsiminde doğmuş olduğunu ve o gün için ise şöyle dediğini hatırlıyorum:
Bu bir 19 Mayıs günü niçin olmasın?”
Tüm mesaisini yüce Türk milletine hizmet için harcayan ebedi önderimiz Atatürk, Sevr ile varlığına son verilmek istenen bu milletin küllerinden yeniden doğuşunun başlangıcı olan günü kendi doğum günü olarak kabul ederek bize önemli bir mesaj vermeyi amaçlamıştır. Kurtuluş Savaşı’nın önemini ve bağımsızlığa, Cumhuriyet’e giden yolda ilk adımın Samsun’da atıldığını vurgulamıştır.
Samsun halkı Atatürk’ün Kurtuluş Savaşını başlattığı günün anısını yaşatmak için 1926’dan itibaren 19 Mayıs’ta “Gazi Günü” adı altında mahalli bayram kutlamaları yapmaya başlamışlardır. Beşiktaş’ın girişimiyle, Fenerbahçeli ve Galatasaraylı sporcuların katılımıyla 24 Mayıs 1935’te Atatürk Günü olarak kutlanmış ve bir spor günü haline gelmiştir. 20 Haziran 1938’de çıkarılan yasayla 19 Mayıs günü TBMM tarafından “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kabul edilmiştir. Atatürk’ün de katılımıyla 1938 yılında yapılan ilk kutlamalar halkın büyük sevinç gösterilerine ve gençlerin Atatürk’ün izinden yürüyeceklerine ant içmelerine sahne olmuştur. 1981 yılında çıkarılan 2429 sayılı kanun ile 19 Mayıs “Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kabul edilmiş ve bu isimle kutlanmaya devam edilmiştir.
Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nı başlattığı ilk günlerden itibaren yolculukları esnasında yanındakilere söylettiği “Dağ Başını Duman Almış” marşı da bu büyük günün simgesi olarak ve gençliğe milli bilinç aşılanması maksadıyla kutlamalar esnasında söylenmeye başlamıştır. Gençlik Marşı olarak bildiğimiz ve 19 Mayıslarda coşkuyla söylediğimiz bu marşın hikayesini General Kazım Özalp anılarında şöyle aktarmıştır:
“On Dokuz Mayıs 1919’da Samsun’a çıkmıştık. Samsun'dan Havza’ya gidecektik... Şoförümüz, Müslüman olmayan yaşlı bir adamdı. Yollar yeni yağmurdan çıkmış, berbattı. Otomobil haraptı. İkide bir duruyor, arıza yapıyor, tekrar yol alıyorduk. Siz, o zamanki bu otuz beş yaşında, muzaffer komutanın hareket canlılığı ve sabırsızlığını tasavvur edemezsiniz. Kendisi şoförün yanında oturuyor, zaman zaman direksiyonu eline alıyordu. Arkada benimle Doktor Refik (Saydam) ve Doktor İbrahim Tali (Öngören) oturuyorduk…
Fakat ne olduysa oldu, yan gözle bakışarak anlatmak istemediğimiz korktuğumuz başımıza geldi. Makine bir dönemeçte bir daha kolay kolay harekete gelmeyecek halde durdu, kaldı…
Mustafa Kemal Paşa, Havza’ya gidebilmek için bir araç bulmak gereksinimi duyarak yanımıza geldi ve Refik Saydam'a gülerek dedi ki:
-Doktor... Havza'ya kadar yürüyebilir misin?
Sonunda, yarım saat ilerideki köye gidip, oradan araba bulmayı kararlaştırdık. Hep beraber yola çıktık. Mustafa Kemal Paşa dedi ki:
-Size, yorulmamanız için bir çare önereceğim. Dağ başını duman almış marşını biliyor musunuz?
İtiraf edeyim ki orada olanlardan hiçbirimiz bu marşı bilmiyorduk. Bunun üzerine kendi gür ve dinç sesiyle, notasını da tekrarlayarak başladı:
Dağ başını duman almış,
Gümüş dere durmaz akar.
Güneş ufuktan şimdi doğar,
Yürüyelim arkadaşlar...
Kendisinden ilk defa, bu marşı Havza yolunda dinledim. 19 Mayıs 1919’da yanında olan mutlulardan biriyim. Rahat rahat söyleyebilirim ki, Mustafa Kemal Paşa, milli mücadeleye başladığının ilk marşını burada söylemiştir. Daha sonra Ankara Halkevi’nde, Gaziantep gecesinde, bir daha bu marşı söyletir ve söylerken gördüm…
Atatürk’ün Samsun’a ayak bastığı günlerde, dağ başını duman almış, işgal altındaki ülkeye karanlık çökmüştü. Ülkeyi ve halkı aydınlık günlere taşıyacak güneşin elbet doğacağı inancını taşıyan Atatürk, bir güneş gibi Samsun’dan Anadolu ufuklarına doğmuştu. Gençlik (Dağ Başını Duman Almış) Marşı, Atatürk’le doğan güneşin ilelebet sönmeden ufuklarımızı aydınlatacağı inancını, Atatürk ilke ve inkılâplarına ve Cumhuriyet’i koruma, kollama görevine bağlılığı, Atamızın açtığı yolda, gösterdiği hedefe büyük bir azimle yürüyeceğimizi sembolize eder. Haydi gençler, yaşı kaç olursa olsun Atatürk’ün izinde sonsuza kadar yürüme gücünü kalbine hisseden genç gönüllüler hep birlikte bu yılda marşımızla gökyüzünü çınlatalım.
Bu duygu ve düşüncelerle Türk gençliği olarak dünya döndükçe bu marşı tüm kalbimizle büyük coşkuyla söylemeye devem edeceğimiz inancıyla bayramımız kutlu olsun!