30 Mart Yerel seçimleri öncesinde Tarsus’ta en şanslı partilerin başında Cumhuriyet Halk Partisi geliyordu.
20 yıldır yerel iktidardan uzakta olan CHP’liler, 30 Mart 2014 Yerel seçimleri için oldukça iddialı görünüyordu.
Yeni ve iddialı bir İlçe Yönetimi…10 Belediye Başkan aday adayı ve yüze yakın Belediye Meclis üyesi aday adayı…
Belediye Başkan aday adayları seçimden bir yıl önce sahada çalışmaya başladılar…
İsmail Batmaz, Ali Mahir Başarır, Alptekin Eser, Haluk Bozdoğan, Ramazan Avşar, Osman Homurlu, Sıtkı Dev, İsmail Tufan, Servet Harputluoğlu ekipleriyle birlikte mahalle mahalle, köy köy, esnaf esnaf dolaşıp projelerini ve partilerini anlattılar.
Çok ciddi bir çalışma performansı sergilediler.
Zaman zaman aday adayları arasında doğal rekabetten kaynaklanan sıkıntılar yaşandıysa da…Sorunlar öyle yada böyle atlatıldı yada sorunlar derin dondurucuda bekletildi!
CHP Tarsus ilçe Başkanı ve ilçe Yönetiminin büyük çoğunluğu (her ne kadar her fırsatta ‘Biz tarafsızız. Her aday adayına eşit mesafedeyiz” deselerde) Dr. Haluk Bozdoğan’ın aday olması yönünde bir tavır içindeydi.
Nitekim sonunda ilçe başkan ve yönetimi ile çevresindekilerinin dediği oldu ve Dr. Haluk Bozdoğan CHP’nin Tarsus Belediye Başkan adayı oldu.
Doğrusunu söylemek gerekirse CHP Parti olarak 20 yıl aradan sonra ilk kez toplumun her kesiminden büyük destek görüyordu.
Hatta değişik partilere mensup seçmenler, ‘Değişim’ yaşanması için CHP’ye oy vereceklerini söylüyorlardı.
Hemen her kesimin rüzgarını yelkenlisine dolduran CHP, ne yazık ki Belediye Başkan adayı belirlendikten sonra diğer aday adayları, Parti teşkilatı yönetimi ve adayı arasında sağlıklı bir koordinasyon kuramadı.
Buna birde Belediye Meclis Üyeliği sıralamasında yapılan büyük yanlışlıklar eklenince (Seçilen yada seçilemeyen Meclis üyesi arkadaşlar alınmasın ama) perşembenin gelişi çarşambadan belli olmaya başlamıştı.
Büyükşehir Belediye Başkan adayı ile Tarsus’un sağlıklı bir kampanya yürütememesi, CHP Milletvekillerinin bazılarının Büyükşehir Belediye Başkan adayı Macit Özcan ile diyaloglarının kötü olması (hatta hemen hemen hiç diyalog kuramamaları), Mersin ve Tarsus Belediye Başkan adayları arasında yaşanan sıkıntılar, Basınla sağlıklı iletişimin kurulamaması, halkla kucaklaşılamaması, projelerin anlatılamaması, çok sayıda CHP’linin düşüncelerinin ciddiye alınmaması…CHP içindeki bazı GÜÇ Odaklarının(!) parti için çalışmayı bırakın, gizli yada açık aleyhine çalışmaları, Bu partide Milletvekili ve Bakanlık yapmış olanların CHP’ye oy verilmemesi ve MHP’nin desteklenmesi için çalıştıkları çabalar…
Sağlıklı yürütülemeyen kampanya…
Halka bir türlü akıllıca anlatılamayan projeler…
Mahalle toplantılarındaki söylemlerin genel olarak yerel seçime yönelik değilde genel seçime yönelik olması...
Parti teşkilatı ve adayın işyerinin ayrı ayrı ve birbirlerinden kopuk KARARGÂH olarak kullanılması…CHP için en önemli handikaplardı…
Gücünü kontrol edemeyen CHP, “Kontrolsüz güç, güç değildir” sözünü bir türlü fark edemedi.
Seçim kampanyası boyunca birbiriyle didişen, ancak kamuoyunun bunu bilmesine rağmen ‘Aday Haluk Bozdoğan’ın ‘Parti teşkilatıyla sorunumuz yok’, CHP İlçe Başkanı Ali İlk’in de, “Adayımızla aramızda sorun varmış gibi dedikodu yapıyorlar. Adayımız Haluk Bozdoğan namusumuzdur” şeklinde sık sık kamuoyu huzurunda savunmalar yapmaları, seçimin kaybedilmesine katkı sağlayan faktörlerdendi.
Belediye Başkan adayının CHP kültüründen gelmemesi, görevi gereği siyasetin odağında yer alamaması, “Seçimde 120 bin oy alacağım’ diyerek kendisine aşırı derecede güvenmesi…Bu konuda ayağının yere basmaması…
Milletvekili ile Parti teşkilatının ve adayın sağlıklı iletişim kurmaması…
İl Genel Meclis üyeliği döneminde özellikle dağ köylerindeki muhtar ve vatandaşların takdirini kazanmış olan Emrah Oksal’ın Meclis listesine konulmaması/koydurulmaması (Hadi listeye koyamadınız bari bir şekilde ikna edebilseydiniz) CHP’ye kaç bin oy kaybettirdi acaba?
Meclis listesinde kimsenin özverili davranmaması…Bu konuda Milletvekili, İlçe Başkan ve yönetimi ve Belediye Başkan adayının ‘Ben merkezli’ anlayışla hareket etmeleri ve bu konuda ısrarcı olmaları…
Kampanya döneminde yaşadıkları maddi sorunlar…
Zaten bu listeyi bir araya dahi (Kaldıki gerekçeleri uzatmak çok mümkün) getirdiğiniz zaman CHP’nin Tarsus’ta seçimi neden kaybettiğini anlamamak için kusura bakmayın ama aptal olmak gerekir(!)…
Kısaca, CHP 30 Mart Yerel seçimlerinde Tarsus’ta kazanmaya en yakın 2 partiden biriydi..Hatta kazanmaya en yakın parti konumundaydı.
Ancak hepinizin bildiği meşhur ‘Zebani-Sosyal demokrat’ fıkrasında olduğu gibi, başkalarının çok fazla bir şey yapmasına gerek kalmadan, CHP, kendi içinde yaşadıkları ihanetlerin, yaptıkları yanlışlıkların, adayların belirlenmesindeki çok büyük hataların kaçınılmaz sonucunu yaşadı.
CHP’liler 20 yıllık aradan sonra bir 5 yıl daha kaybederek, kendilerine umut bağlayanları ne yazık ki yine hayal kırıklığına uğrattılar…
Sözün özü; CHP ve CHP’liler, kapılarına kadar gelen ve kendilerine altın tepside sunulan Belediye Başkanlığını tekmeleyerek, reddetti..Kapı dışarı etti.
Seçimden sonrada hep birlikte oturup, saygılı bir şekilde ‘Özeleştiri’ yapmaları gerekirken…
Önce Belediye Başkan adayı Haluk Bozdoğan, Parti Başkanı ve teşkilatıyla isim vermeden bazılarını şiddetle suçladı..
Arkasından İlçe Başkanı Ali İlk, “Belediye Başkan adayı tercihimiz yanlıştı” şeklinde zehir zemberek bir karşı açıklamayla cevap verirken, özellikle aday belirlendikten sonra kırgınlığı başka mecralara giden bir aday adayının ‘Demokrasi dersi(!) vermeye kalkışması…
Seçimin Kaybedenlerinin LOSER'LERİN" yeraldığı “Cumhuriyet Halk Partisi’nin şu an geldiği konumu çarpıcı bir şekilde açıklıyor zaten…
Bundan sonra ne olur? diye sorarsanız…
Bundan sonra CHP’de Kartlar yeniden karılır…
Hergün sabah güneş yeniden doğar, hergün sabah dünya yeniden kurulur...
Düne kadar kanka gibi hareket edip, aralarından su sızmayanlar; bugün araları bozulanlar, birbirlerine kin ve nefret duymaya başlayanlar, kendilerine buldukları yada bulacakları yeni yol arkadaşlarıyla yollarına devam ederler..
Cumhurbaşkanlığı seçimini bir kenara bırakırsak, CHP’de aklından Milletvekilliği geçenler, halen Milletvekili olanlar…Çalışmalarına şimdiden başlayarak, siyaset satrancını bir yıl sonrasına göre şekillendirmenin yolunu ararlar…
Nasılsa Yerel seçimler geride kaldı…
Nasılsa, Hepsi el ve gönül birliği içinde seçimin kaybedilmesi için gerekenleri yaptı…
Sırada bir yıl sonraki Genel seçimler…Yani Milletvekili seçimleri var…
Bir yıl dediğiniz süre uzun zaman değil…
Onun için herkes elini şimdiden sıkı tutmak zorunda…
Aksi takdirde önümüzdeki seçim geçmiş dönemlerdeki genel seçimler kadar kimse için kolay değil…
Çünkü çok kişi hedefe ulaşmayı hedefliyor…
Çünkü konjektür değişti..
Kimselerde Milletvekilliğini ‘Çantalarında keklik” gibi sakın görmesin..
Bu kez pabuç çok ama çok pahalı görünüyor…
Bilmem anlatabildim mi?